نَبِّئْ عِبَاد۪ٓي اَنّ۪ٓي اَنَا۬ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُۙ
Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır.
Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül etsinler.
Teğâbun Suresi 13. Ayet
Allah'tan (c.c) diledim bu kadar dilek O yarin yüzünü bir daha görek Bana kısmet değil dizinde yatmak Dizinde yatıp da yüzüne bakmak Gel aman, aman yanıma Kıyma bu yazık canıma Bir kara kaşın bir kara gözün Değer dünya malına Ayrılık hasreti canıma yetti Kalmadı gözümün yaşları dindi Bahçenizde lale sümbül gül bitti Eridi yüreğim tükendi bitti Gel aman, aman yanıma Kıyma bu yazık canıma Bir kara kaşın bir kara gözün Değer dünya malına Salih Dündar | Erzincan Yöresi Etiketler | #beautiful #gifs #love #romance
نَبِّئْ عِبَاد۪ٓي اَنّ۪ٓي اَنَا۬ الْغَفُورُ الرَّح۪يمُۙ
⠀
⠀
Ey Resulüm!
Kullarıma, benim elbette çok bağışlayıcı,
çok merhametli olduğumu,
azabımın da elem dolu azap olduğunu
haber ver.
⠀
Hicr Suresi 49. Ayet⠀
⠀
⠀
https://www.instagram.com/alperenlive_/
instagram hesabımı eklerseniz çok sevinirim dostlarım..⠀
⠀
Sen beklenmeye değersin.
Yoksa bende biliyorum gelmeyeceğini..
demiş şair.. Hayırlı akşamlar arkadaşlar..
Fâtır sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen Cenâb-ı Hakk’ın اَلْفَاطِرُ (Fâtır) sıfatından alır. Buna “Melâike” sûresi de denilir. Resmî tertîbe göre 35, iniş sırasına göre 43. sûredir.
Sûre ağırlıklı olarak Allah’ın varlığı, birliği ve kudretinin kâinatta tecelli eden pek çok delillerinden söz ederek, O’nun kulluğa lâyık tek ilâh olduğu fikrini işler. Yaratan O’dur, rızık veren O’dur, izzet ve şeref veren O’dur. O zengin ve müstağnî, insanlar ise O’na sonsuz derecede muhtaçtır. Bütün izzet ve şeref yalnızca O’na mahsus olduğundan, izzet ve şeref isteyenler için O’na inanmak, O’na teslim olmak, yalnızca O’na kul köle olmak zarûrîdir. Acı ve tatlı deniz, gece ile gündüz, âmâ ile gören, karanlıkla aydınlık, ölü ile diri gibi âlemde birbirinin zıddı olarak tecelli eden varlık ve olaylar, iman ile küfrün hakikatini anlamak için birer misaldir. İman güzelliklerin, küfür ise kötülüklerin temsilcisidir. Bu sebeple sûrede iman ehlinin nâil olacağı ebedi mutlulukla, küfür ehlinin feci halleri canlı birer tablo halinde arz edilir. İnsanların zulmü ve nankörlüğüne rağmen Cenâb-ı Hakk’ın onlara mühlet verdiği, dolayısıyla bu mühletin iyi değerlendirilmesi gereği üzerinde durulur.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ
Ey iman edenler!
Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin.
Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.
Bakara Suresi 153.Ayet
Yalnız kalmanın keyfi diye birşey var, tehlikelidir ve bağımlılık yapar...
Çünkü ne kadar huzurlu olduğunu görünce artık insanlarla uğraşmak istemiyorsun!
⠀
⠀
⠀
⠀
Namaz vakitlerini bildirmek için okunan ezanın ne şekilde olduğu Kur'an-ı Kerîm'de bildirilmemiş, ancak Hz. Peygamber (s.a.s.)'e vahiyle bildirilmiş ve onun kelimeleri bizzat Cebrail (a.s.) tarafından öğretilmiştir. Şu âyet-i kerimeler ezanın Allah'tan geldiğini gösterir:
"Siz namaza çağırdığınız zaman onlar o çağrıyı eğlence ve alay konusu yapıyorlardı" (el-Mâide, 5/58).
"Ey müminler, cuma günü namaz için çağrıldığınız zaman hemen Allah'ın zikrine koşun " (el-Cum'â, 62/9). Bu ayet-i kerimelerde geçen "çağrıldığınız zaman" ifadesindeki "nidâ" kelimesi ezanı kasdetmektedir.
⠀
⠀
⠀
Ahzâb Sûresi 47. Ayet
Bismillahirrahmanirrahim
وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ بِاَنَّ لَهُمْ مِنَ اللّٰهِ فَضْلًا كَب۪يرًا
Mü’minlere kendileri için Allah’tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.
Ahzâb sûresi Medine’de hicrî beşinci yılın sonlarında inmiştir. 73 âyettir. İsmini, 20. âyette geçen اَلأحْزَابُ (ahzâb) kelimesinden alır. “Ahzâb” topluluk, grup, parti, bölük gibi mânalara gelen اَلْحِزْبُ (hizb) kelimesinin çoğuludur. İnsanın her gün okumayı mutat hale getirdiği dua demetine ve Kur’an’da bir cüz’ün dörtte birine de hizb denilir. Bu sûrede “ahzâb” kelimesiyle, müslümanlara karşı savaşmak için birleşen müşrik Arap kabileleri ve onlara katılan diğer düşman güçleri kastedilir. Mushaf tertîbine göre 33, iniş sırasına göre 97. sûredir.
Resûlullah (s.a.s.)’in şahsında tüm mü’minlere Allah’tan korkup kâfirlere ve münafıklara itaat etmeme, Kur’an’a ittibâ ve Allah’a tevekkül gibi temel ahlâkî esaslara yer vererek başlayan sûrede üç mühim tarihî hâdiseden bahsedilir:
› Hicrî 5. yılın Şevvâl ayında vuku bulan Hendek, diğer ismiyle Ahzâb savaşı ve bu vesileyle münafıkların iç dünyalarının ortaya konması, ruh hallerinin tasvir edilmesi.
› Hicrî 5. yılın Zilkâde ayında yapılan Benî Kurayza gazvesi, bu vesileyle mü’minlere zafer ve ganimetlerin müjdelenmesi.
› Yine Hicrî 5. yılın Zilkâde ayında meydana gelen Peygamberimiz (s.a.s.)’in Hz. Zeynep’le evlenmesi ve bu hâdise esas alınarak evlatlıkla alakalı hükümlerin düzenlenmesi.
Bu hâdiseler Ahzâb sûresinin ne zaman indiği hususunda net bir fikir verdiği gibi, sûrede temas edilen diğer konular da bu üç ana hâdise etrafında döner durur. Hususiyle Resûlullah (s.a.s.)’in müstesnâ şahsiyeti, Allah katındaki değeri, kendisine ve hanımlarına mahsus evlenme, boşanma, örtünme hükümleri; mü’minlerin Efendimiz (s.a.s.) ve hanımlarıyla olan içtimâî münâsebetlerine dâir edep kâideleri beyân edilir. Allah ve Rasûlü’ne karşı saygısız davranan kimselerin hem dünya, hem de âhiretteki fecî sonlarından birer manzara sunularak, mü’minlerin bu hususta daha dikkatli olmaları istenir. Sûre din ve kulluk emânetini taşımanın ehemmiyeti ve zorluğunu dile getirerek nihâyete erer.